Sizlere biraz bu evrenin hatta bütün evrenlerin en eski hikayesinden bahsedeceğim. Evrenler oluşmaya başladığından beri her türlü felakette yardım için orada olan bir adam vardı. Yüzü ve yaşı zaman zaman farklıydı ama adı ve küçük mavi kutusu hep aynıydı. Hiçbir zaman bize yardım etmekten ve bizi kurtarmaktan vazgeçmedi. O hep bizimleydi. Bütün kainatın Doktor'uydu.
Gittiği yere umut taşıyan, hatta geldiği yere umudun şarkısını söyleyen mavinin en güzel tonunda bir kutusu vardı. "Tardis Mavisi" Eski bir şey, yeni bir şey, ödünç alınmış, bir şey ve mavi bir şey. Kutunun içine bir kez adımını atan asla çıkmak istemezdi içinden. Ve bu hikayeyi bilen herkes hayatında bir defa "It's bigger on the inside!" demek isterdi mutlaka.
Biz Doktor'un hiç yalnız kaldığını görmedik. Arkadaş edinmeyi hep çok severdi, bu yüzden olacaktır ki nereye ve ne zamana giderse gitsin hep onu tanıyan ve bilen ona her türlü fedakarlığı yapabilecek birileri vardı. Arkadaşları da kendisi gibi hep farklı bir görünüşe sahip olurdu, bazen erkek bazen kadın, bazen bir uzaylı, bazen ölümsüz bir kaptan hatta kimi zaman robotlar bile ona arkadaşlık yapardı. Onlara yoldaş, yol arkadaşı, yardımcı hatta bazen bakıcı dendi.
Ama onun hayatındaki önemli kişiler bunlarla sınırlı değildi. Bunların hepsi olan ama aslında hiçbiri olmayan biri vardı onun hayatında. Doktor'un karısı. Her ne kadar zaman çizgileri ters olsa da biz en çok beraberken sevdik onları. Bir kadın en çok River Song kadar güçlü olabilirdi. Kocasını aradığında telefonu açmayınca tarihteki en eski yamaca onun için bir mesaj bırakan bir kadındı. Kimseye benzemezdi ve yıllar içerisinde çok farklı şekillerde anıldı. Önce Melody Pond'du. Ama ona sonra River Song dendi. Doktor'un karısı dendi. Doktor'u öldüren kadın dendi. Fakat aslında o doktoru hiçbirimizin sevemeyeceği kadar çok sevdi.
Biz de Doktor'u seven Doktor'un da sevdiği insanları çok sevdik ama bu hikayenin herkesi büyüleyen bambaşka bir yanı daha vardı. Hikayenin içindeki herhangi birini sevmemek mümkün değildi. Master'dan Daleklere kadar en kötülerini bile en iyilerini sevdiğimiz kadar sevdik biz. Çünkü bu yazılmış en güzel hikayeydi ve onları sevmemek bu hikayenin muazzamlığına yapılmış büyük bir hakaret olurdu.


Kalbimizin içinde büyük bir yeri olan işte bu hikaye hepimizin kocaman hasretini dindirmek için yarın kaldığı yerden devam ediyor. Umarız bu en eski hikaye hiç bitmeyecek bir hikaye olur.